idrar-kacirma-nedenleri-ve-tedavisiTüm dünyada yaygın olan idrar kaçırma sorunu, ülkemizde de birçok kişinin çözüm aradığı konu olmaya devam ediyor. Her geçen yıl tıp dünyasında yeni yöntemlerin uygulanmaya başlaması, bu konuda problemli olan bireylerin de yüzünü güldürüyor.

Kişinin idrarını istemli veya istemsiz olarak tutamama durumunun idrar kaçırma olarak adlandırıldığını belirten Medical Park Antalya Hastane Kompleksi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Mehmet Sarıer idrar kaçırmanın hem yaşam hem de sağlık kalitesini bozabilen bir rahatsızlık olduğunu söyledi.  İdrar kaçırmanın 5 farklı tipi olduğuna vurgu yapan Op. Dr. Sarıer, “Klinik olarak görülme sıklığı açısındansa stres ve sıkışma tipi olmak üzere iki tip idrar kaçırma vardır. Stres tipi idrar kaçırmada hasta; öksürünce hapşırınca, gülünce, ayağa kalkınca yani karın içi basıncı arttıran durumlarda farkında olmadan idrar kaçırır. Özellikle doğumlara ya da yaşa bağlı olarak leğen kemiği içerisinde mesaneyi asılı tutan kaslarda bir deformasyon meydana gelir. Bunun sonucunda öksürme, hapşırma gibi karın içi basıncını arttıran durumlarda mesane üzerinde baskı artar. Böylece hasta farkında olmadan idrar kaçırır” diye konuştu. Sıkışma tipi idrar kaçırmadaysa hastanın idrarı geldiğinde idrarını tutmak istediğini ama tuvalete yetişemeden tutamama durumu yaşadığını söyleyen Op. Dr. Sarıer, idrar kaçırma tipini bilmenin önemli olduğunu söyleyerek, “Tedavi algoritmasının düzenlenmesinde idrar kaçırmanın tipinin belirlenmesi çok önemlidir. Çünkü daha önce bahsettiğim bu iki tip idrar kaçırmanın tedavileri tamamen farklıdır. İdrar kaçırma tipinin belirlenmesi sırasında iyi bir fizik muayene, laboratuvar analizi, ürodinami ve gerekirse mesane içerisine kamerayla bakılması teşhisin doğru konulabilmesi için gerekmekte” dedi. Op. Dr. Sarıer sözlerine şöyle devam etti: “Stres tipi idrar kaçırması olan hastalara bugün için ilk seçenek cerrahidir. Urge tipi idrar kaçırmada ise ilk seçenek ilaç tedavisi olmalıdır. Stres tipi idrar kaçırmada bugün için kadın yolundan yaklaşım altın standardı oluşturmakta ve başarı yüzde 90’lara ulaşmakta.”